Giresun turu

Her zamanki gibi sabahtan yola koyuldum.Sahilden serin bir rüzgarın eşliğinde yol almaya başladım.Ordunun sanırım en büyük ırmağı olan Melete ulaştım.meletin kenarlarında yaya ve bisikletliler için yapılmış bir kısım var oradan pedallamaya devam ettim.

Melet ırmağını geçince yol kenarında Sağra nın tesisleri var , sizin bildiğiniz sarelle nin üreticisi.Bu arada Orduya gelmeden önce ben sarelleyi yabancı bir firma sanıyordum :D

Sağra nın az ilerisinde Ordu üniversitesi var , 4 yıllık bölümleri yeni açılmaya başlanan bi,r üniversite.

Yolda devam ederken aklıma bölge ile ilgili bir çok yerden bahsettiğimi bir sürü fotoğraf paylaştığımı fakat fındık bahçesi paylaşmadığımı anımsadım ve yolun kenarında bulunan ve dağın tamamını kaplayan devasa fındık bahçesini fotoğraflamaya karar verdim.Buyrun fındık bahçeleri.

Yolun kenarına kurulmuş bir Kivi bahçesi gördüm daha övce kivi bahçesi görmeyenler için fotoğrafladım.Kivi sarmaşık gibi uzayıp giden bir bitki , Üzüm bağı gibi tellerin üzerinde uzanıp gidiyor.

Ordudan giresuna giderken ilk yerleşim yeri Gülyalı ve Gülyalı ya gelmeden hava alanı karşınıza çıkıyor.Hava alanı deniz üzerine kurulmuş dünyadaki ikinci havalimanı diğeri de japonyadaymış.

Havalimanının yanından geçerken bir kaç poz

Gülyalıdan sonra piraziz geliyor zaten beldeler yan yana , hangisi nerde bitiyor nerde başlıyor anlamadan diğer yerleşim yerinde varıyorsunuz.Pirazizde acıkmaya başladığımı hissettim ve yolun karşısına sahilin kenarına konulmuş kamelyaların birine geçip yanıma aldığım ekmek arasını termosuma aldığım çey ile birlikte yedim.

Pirazizden sonra Bulancak geliyor ki yol üzertindeki en kalabalık ilçe burası 43 bin nufuslu.Bulancağa yaklaşırken uzaktan görünen devasa bir caminin olduğunu gördüm ve yanına geldiğimde gözlerime inanamadım muhteşem bir camii.Burada böylesine büyüklükte bir camiinin yapıldığına inanamadım.Cami istanbulda Mimar sinannın eseri olan şehzade caminin birebir kopyasıymış.Giriş kapısı sivas diğrigideki caminin aynısı imiş , sözü fazlla uzatmadan fotoğraflara geçelim.

Cami Osmanlı ve Selçuklu dönemi süslemeleri ile bezenmiş.Caminin iç kısmında , ortasında şadırvan var ki ben ilk kez görüyorum , aynısı bursa ulu camide varmış.

Caminin çok güzel bir özelliği daha var o da caminin kıblesi ile medinede bulunan peygamber efendimizin kabrinin bulunduğu yeşil kubbenmin üzerinden geçmektedir.Bu konudaki açıklamaların ve google maps den alınmış görüntüleri incelemizi tavsiye ederim.

Sonunda giresuna ulaşıyorum ve girişte bir tabela dikkatimi çekiyor.Tabelada Kirazın ana vatanı Fındığın başkentine hoşgeldiniz yazıyor.Oysa Fındık diyince akla ordu gelmezmi .Bu sorularla kafam meşgul iken eşimin akrabalarından olan Tolga beyin görev yaptığı turizm oelcilik lisesi ve uygulama oteline ulaşıyorum.

Otelde beni karşılayan ve ikramlarda bulunan Tolga beye ve Okul müdürü Azmi beye çok teşekkür ediyorum.

Giresunu gezmeye başlıyorum .Giresun kurtuluş savaşında Milis alaylları ile büyük mücadele vermiş ve kurtuluş savaşına katkıda bulunmuş bir şehir .Kurtuluş savaşu kahramanlarının anıtları mevcut.

Belediyenin yanında Fındık başımızın tacı ismini verdikleri çok güzel bir heykel çalışması var

Giresun kalesine çıkıyorum yol baya yokuş ama çok uzun değil.

Kale mesire yeri olarak kullanılıyor bir çok kamelya ve kamelyaların yanında mangal yerleri mevcut .Çok kalabalık bir yer , girişte hedşyelik eşya satılan bir yer ve yemek için lokanta mevcut.Kalenin tarihiyle ilgili fotoğrafta her şey yazıyor okumak isteyenler buyursunlar.

Son bir kaç poz daha

Kaleden inişte Eşimin kuzeni Özgür hanım diş hastanesinde görevli onun yanına uğruyorum çay ikramından sonra teşekkür edip Fındık ezmeli kadayıf ın satıldığı pata diye bilinen mekana gidiyorum.

Fındık ezmeli kadayıf gerçekten harika içerisi tıklım tıklım çok kalabalık.Giresuna yolunuz düşerse meydanın arka caddesinde kalan bu mekanı uğrayın derim.
Başka bir gezide görüşmek ümidiyle.Hoşçakalın.