31 Ocak 2016 Pazar

Düziçi Sabun çayı

Osmaniyenin yakınında bir çok yere pedallamıştım fakat düziçine gitmek bu güne kısmetmiş.arkadaşım Hidayet ile birlikte saat 11:30 gibi yola koyulduk ,hava 16 derece parçalı bulutlutluydu.Düziçine bu güne kadar gitmedim.Bunda en büyük etken düziçi yolunun bol rampalı olduğuyla ilgili duyduklarımlayla ilgiliydi fakat yolun sadece başlangıç noktası diyebileceğim küçük bir kısmının rampalı olduğunu gördüğüm. Bu güne kadar buraya pedallamadığıma pişman oldum. D400 yolundan Düziçine döndüğümde bir tırmanışı çıkınca yol kenarında çok güzel bir dinlenme yeri ve çeşme var.
Suyumuzu içip biraz dinlendikten sonra yolumuza devam ettik bir miktar daha yokuş çıktıktan sonra inişli çıkışlı ve etrafı çam ormanlarıyla kaplı harika yollarla ilerlediğimizde düziçine gelmeden 3 mahallenin içinden geçtik bunlar
Akçakoyunlu
Yarbaşı
Karacaören
Sonunda Düziçine gelmiştik ve klasik pozumuzu vermeden olmazdı.
Düziçi giriş cadde
Çarşıdan bir kesit
Düziçinde gitmek istediğimiz yer eski öğretmen okuluydu fakat Hidayetin tavsiyesi üzerine son dakika plan değişikliği yapıp Sabun çayına gitmeye karar verdik ,şehir merkezine çok yakın bir noktada.Üzerinde taş bir köprü var , köprünün uzaktan görünüşü
Köprünün üzerinde yanımda getirdiğim fındıkları Hidayetin çayı eşliğinde yedik ve gerçekten bu yorgunluğun üzerine çok iyi geldi.
Aslında bu günkü gezimizde bir amacımızda hidayetin yeni aldığı termosu denemekti ve gerçekten termos inanılmaz kaliteli çıktı çayımız sanki demlikten doldurmuşcasına sıcaktı.Almak isteyenlere tavsiye edilir markası 'Laken' .
Köprü üzerinde bir kaç poz.
Dönüş yolunda uzakda görünen Harun Reşit kalesini fotoğrafladım kısmetse bir sonraki sefere kaleyi çıkmayı istiyorum.
dönüş yolunda son bir poz
Yolculuk Notları :Toplam sürüş süresi 4 saat,Gidiş dönüş : 70 km ,Ortalama hız :18 km ,Yükselti : 563 metre Yakılan kalori :1653
Keyifli çok güzel bir tur oldu , arkadaşım hidayete teşekkürler.Sürmak isteyenler için güzel bir rota , performansına güvenenler günlük rotaları arasına düziçini almalı inişli çıkışlı güzel bir yolu var.
Bir başka paylaşımda görüşmek üzere.
Bu da strava kaydımız.

26 Ocak 2016 Salı

Araba çarparsa (hukuken) yapmanız gerekenler. (rehber)

Araba çarpması durumunda bisikletteki hasarı karşılatmak için yapılması gerekenler hakkında.

Başlıyoruz...

Araba çarpması durumunda hukuken yapmanız gerekenler---

Bir düşünün; Her zamanki rutin antrenmanlarınızdan birini yapıyorsunuz, eve oldukça yaklaştınız. Bir kavşak, size yeşil yanıyor ve haliyle pedal kesmediniz ve yeşil ışıkta geçtiniz. Harika! 3 dakikaya evdesiniz.

Aniden kavşaktan sanki siz görünmezmişsinizçesine üzerinize doğru gelen arabayı farkettiniz... Size çarpıp yolun dışına kadar atıyor. Fakat mucizevi bir şekilde yara almadınız ve bisikletinize doğru yöneldiniz. İşte tam o anda size kesilmiş faturayı farkettiniz.. Maşanız yamulmuş, kadronuz ortadan ikiye ayrılmış, jantlarınızın ikisi de yamulmuş.

Ve sürücü tabi ki özür dilemekte. Hemen arabasından fırlar ve özür diler! "Kusura bakma, seni görmedim!" diyerek açıklar durumu. İyi durumda olduğunuza emin olduktan sonra (en azından biryerinizi kırmadığınıza) ona iyi olduğunuzu söyleyin. Eğer iyi biriyse size masrafınızı ödemeyi teklif edecektir, iyi birine benziyor evet, numarasını alın.

Kulağa tanıdık geliyor mu? Benim başıma geldi. Ve çok kez de duydum "verdiği numara yanlış" veya "telefonlarını açmıyor" veya "ödemeyi reddediyor" veya "aniden önüme çıktı ben ne yapabilirdim!" gibi.

Peki bu araç sürücüleri neden kıvırıyor? Aslında bu bilindik bir şey. Size telefonunu verdiğine pişman olan sürücü o an kazanın nasıl olduğunu düşünmeye başlıyor ve o an fark etmediğiniz bir sakatlığınızın olabileceğini (bunu da onun karşılaması gerektiğini fark ediyor) ve tam o an kafasının içinde binlerce dolarlık tilki dolaşmaya başlıyor, olasılıkları bir bir düşünmeye çalışıyor ve sigorta oranlarını düşünüyor... Ve sigorta oranları için korkmaya başlıyor. Ve bir gecede duyguları tamamen değişiyor! Bu onun hatası değildi! Neden cefasını o çeksin değil mi?

Peki şimdi ne yapacaksınız? Sigorta bilgilerini bilmiyorsunuz. Tanık yok. Adama ulaşmanız mümkün değil. Kazanın polis kaydı yok. Belki de ona güvenip plakasını bile almadınız. Ne kadar berbat bir durum. Bisikletiniz de pahalı olduğunu hesaba katarsak, bittiniz...

Neyse ki bu önlenebilir bir durum. Bu berbat duruma düşmemeniz için kaza sonrası ne yapmanız gerektiği konusunda size yardımcı olayım.


Kazadan sonra yapılması (ve yapılmaması) gerekenler:

1- Polisi arayın
Bu, her zaman geldikleri anlamına gelmez. Belki de siz yaralanmadığınız için gelmeyi reddedecekler veya gelmeyeceklerdir. Fakat yaralanmadığınıza emin misiniz? Nereden biliyorsunuz? Diz, omuz ve bilek yaralanmalarının tam olarak belirginleşmesi 2 günü alabilir. Peki ya kafa darbeleri ve beyin kanaması? Benzer bir kazayla başlayıp, bisikletçinin "iyiyim" deyip evine gittiğini ve birkaç gün sonra ağrı şikayeti ile hastaneye gittiğine çokça tanık olduk. Polise iyi olduğunuzu söylemek yerine iyice düşünün. Onlara oldukça hızlı çarpıştığınızı ve bir hastane kontrolüne ihtiyacınız olduğunu söyleyin.

2- Asla "Birşeyim yok" deyip geçmeyin
Sonradan ortaya çıkan bir sağlık probleminde, kaza sonrası sürücüye emin bir şekilde "iyiyim, birşeyim yok" beyanı verdiğiniz için sigorta şirketi tedavinizi karşılamayı reddedebilir. Eğer kaza sonrası illa birşey söylemek için kendinizi mecbur hissediyorsanız, emin olmadığınızı söyleyin. Ve doktor kontrolü istediğinizi mutlaka belirtin.


3- Sürücünün Sigorta(kasko) - Ehliyet - Kimlik bilgilerini alın
Eğer polis gelmezse, sürücü size hasarınızı karşılayacağını söyleyip tüymeye çalışacaktır muhtemelen. Şunu unutmayın: onu tanımıyorsunuz. Bir lafına güvenecek kadar tanımıyorsunuz onu. Plakasını alın, ehliyet bilgilerini ve kasko bilgilerini alın. Telefonunu alın. İsterseniz emin olmak için hemen bir çağrı atın. Her şeyin fotoğrafını çekin! Kimliğinin, ehliyetinin, kasko bilgilerinin, kaza yerinin, bisikletinizin, aracının, aracın plakalarının, aracın hasarının.


4- Görgü tanığı bulmaya çalışın
Olayı gören olabildiğince çok insanın bilgilerini ve telefonnunu alın. Tanıklıklarına ihtiyacınız olabilir.


5- Hemen doktora gidin
Eğer doktor birşeyiniz olmadığına kanaat getirirse harika. Fakat herkese iyi olduğunuzu söyler ve doktora gitmezseniz ve bir süre sonra ağrı şikayetiniz olursa bunu sigorta(kasko) şirketine açıklamanız oldukça zor olacaktır ve ağrılarınızın sebebinin kaza olmadığını savunmaya çalışacaklardır.

6- Kanıtları kaybetmeyin
Belki bisikletinizi hemen tamir ettirmek isteyeceksinizdir. ASLA! Bisikletinizi tam olarak kaza sonrası göründüğü gibi muhafaza edin (kaza sonrası çekmiş olduğunuz fotoğraflardaki gibi). Bir bisikletçiye götürün fakat tamir ettirmeyin. Sadece bisikletteki hasar hakkında uzman görüşünü alın. (tamir maliyeti) Bisikletinizi kazadan sonraki gibi saklayın, sigortadan paranızı alana kadar.

Önemli bir not daha:
Tecrübeyle sabittir ki, kasko şirketleri kendi müşterinin arabası bir bisiklete çarptığında, eğer bisikletçi yaralıysa olaya daha duyarlı hale gelirler. -Küçücük bir yara dahi olsa- Tersine, sadece maddi hasarlı bir bisiklet-araç kazasında kasko şirketleri olayı görmezden gelebiliyor veya ödeme yapmayı reddedebiliyor. Tutup da yaralı taklidi yapmanızı söylemiyorum. (bu dolandırıcılığa girer) Bırakın da buna doktor karar versin.

-Bob Mionske

Orjinal link:
Legally Speaking: What to do if you're hit by a car - VeloNews.com

Kaynak : www.bisikletforum.com

Umarım asla bunlara ihtiyacınız olmaz. Kazasız pedallar.

24 Ocak 2016 Pazar

Tur Bisikletciliğiyle İlgili Herşey

Tur Bisikletciliğini merak ediyorsanız bilgi sahibi olacağınız bir kaynak paylaşmak istiyorum.
Friedel ve Andrew çiftinin bisikletle üç yıl süren dünya turunun ardından hazırladıkları rehber niteliğinde bir çalışma.

Bisiklet turu yapmayı düşünen, yeni başlayacak olan veya tecrübeli turcuların tavsiyelerini merak eden herkes için 66 sayfalık bu güzel çalışmayı Derneğimiz Asil Üyesi Sertaç Kasaplar tarafından Türkçe’ye çevirerek bisiklet severlerin hizmetine sundu.

Ücretsiz olarak indirebilir veya online olarak okuyabilirsiniz.

Bisiklet Turunun Temelleri ismindeki Pdf formatında hazıranmış döküman çok hoşuma gitti.İlk sayfada yazılanlar
bu işi öylesine güzel özetlemiş ki burada paylaşmak istiyorum.
İlk sayfada şunlar yazıyor.
Gezmek ve keşfetmek için bir bisiklet koltuğuna
oturmaktan daha iyi bir yol yoktur. Altınızdaki iki
tekerle birlikte dünya kusursuz bir hızda akar. Bir
yerlere gidebilecek kadar hızlı; yol üzerindeki
detaylara hayranlık duyabilecek kadar yavaş.
Bisikletinizin üzerindeyken özgürsünüzdür.
İstediğiniz yere gidebilir, hoşunuza giden bir yerde
durabilirsiniz.
Yakalamaya çalıştığınız bir otobüs falan yoktur ve
bunu bildiğinizden, yorulduğunuzda tatlı bir
uykuyla dinlenebilirsiniz. Şehirde güzel bir yemek
için asfaltta pedallara asılabilir, çorak arazilerde
kamp ocağı ile kendi yemeğinizi pişirebilirsiniz.
Seçim tamamen sizindir.
Bisiklet üzerinde pedallarken farklı duygu
değişimlerini art arda yaşarsınız. Bir an rüya
aleminde kuşların ötüşünü izlerken sonrasında
yüksek bir tepeyi aşmak için tüm
konsantrasyonunuzla bacaklarınızı zorlarsınız.
Dizlerinizde biraz ağrı olsa da tırmanışın
zirvesine vardığınızda başarmanın gururu sizi
selamlar. İşin zor kısmı bitmiştir. Diğer tarafa
rahatça süzülüp hak ettiğiniz dondurmayı
yiyebilirsiniz.
Gün sonunda bir yere çadır atabilir, otel
bulabilir, bir ailenin misafiri olabilir veya
evinize geri dönebilirsiniz. İşte bu esneklik,
bisiklet turunun en mükemmel özelliğini
ortaya koyar: Olmasını istediğin her şey olabilir
Bu güzel çalışmayı online okumak veya indirmek istiyenler için link aşağıdaki gibidir.

http://www.baspedala.tv/uploads/7/4/4/9/7449249/bisiklet_turunun_temelleri.pdf

Bir başka yazıda görüşmek üzere.

21 Ocak 2016 Perşembe

Kışın bisiklet sürmek

Bisiklet denilince birçoğumuzun aklına bahar aylarında sürülen ve yazın hava sıcaklığı çok arttığında bir kenara kaldırılan ulaşım aracı geliyor.Benim gibi hobisi bisiklet olanlar ise yaz kış bisiklet sürmek ister fakat bahar ve yaz aylarında alınan keyif kışın azalmakta da olsa sürmeye devam ediyorum.Yaz aylarına göre ne gibi farklar var bunlardan bahsedeyim.
1-Yazın alt üst formayı giyip çıkıyordum fakat 5-6 derecelik kapalı havalarda bisiklet formasının üzerine eşofman takımı giyiyorum.
2-Hava kapalıysa gözlüğümü açık renkli cam takıyorum , güneş olmasa dahi tozdan korunmak için.
3-Su tüketimi fazla olmuyor ama yinede yanımda bulunduruyorum boğazım kuruduğunda iyi oluyor.
4-Su yerine termosum var kışın çay harika oluyor.
5-Kulakları içine alan kapalı bir maske ve kapalı eldiven almayı düşünüyorum ki en son sürüşümde en çok kulaklarım ve ellerim üşüdü.
6-Yağmur yağmadığı müddetçe Osmaniye de 12 ay bisiklet sürmek mümkün bu yönüyle memleketimi seviyorum.
Kış demişken şöyle bulutlu bir kaç kış manzarı koymadan olmaz .
Son olarak yağmurlu bir günde çekilmiş bir fotoğraf koyayım.Bir başka yazıda görüşmek üzere.