9 Ocak 2018 Salı

Doabis ile Kadirli Sumbas Taşköprü

Blog yazmayalı baya zaman oldu.Bu youtuburluk işi yazmanın önüne geçti.Tavuktu ,civcivdi kuluçka makinasıydı derken neredeyse bisiklet süremez hale geleceğim , Pazar günleri rutin sürüşlerime olmasa.Neyse Allahtan Doabis varda beni şöyle bir silkeleyip ,rutin sürüşümün dışına çıkaracak etkinlikler düzenliyor.Doabisin etkinliğini duyunca hemen atladım , güneşli bir pazar günü düştük yollara , rotamız kadirliden sumbas ve sumbasta bulunan taşköprü.
Taşköprü bu , köprüden daha çok burada bulunan nefis alabalıklar dikkatimizi çekti çünkü zorlu bir yolculuktu.Sabah 6:30 uyanıp Osmaniyenin Kurtuluş yıldönümü adına büyükcamide sabah namazına iştirak edip akabinde cami avlusunda kurulan çadırda Çorba ile güne başlamak gerçekten çok güzeldi.
Kararlaştırdığımız gibi meydanda buluştuk ve bizleri kadirliye kadar götürecek aracımıza bindik.
Kadirli ye kadar taşıtla gitmek zorundaydık çünkü Kadirli osmaniyeye 45 km ve sonrasında yolumuz baya uzun ve zorlu.Kadirliden sonra sumbas 15 km ama yolun asıl kısmı bundan sonra başlıyor.Sumbas tabelasından sağa devam edip Çem kalesine doğru pedallıyoruz
Yol üzerindeki Çem kalesini de görüverip yolumuza devam edeceğiz fakat kaleye yaklaştıkça öyle rampalar başlıyor ki , sonuç böyle oluyor ,
Hatta bi ara bu yokuşu çıkmakta zorlanan ,üzeri yüklü bir traktörü bile iteklemek zorunda kalıyoruz.
Bu zorlu tırmanışın ardından yol kenarındaki hurmalar o kadar tatlı geliyor ki anlatamam
Yanlış anlaşılma olmasın sahibine sorarak birer tane yiyoruz :)
Kale çıkmaya gelince saatin 1 e gelmesi , herkesin açıkması ve yorulması ve dahi taşköprüye daha ulaşamamızdan dolayı kimsenin kaleye çıkmaya niyeti yok , zaten kale tam şurada
Şaka gibi ama değil. :)
Yolumuza devam ediyoruz ki bir iniş ile karşılaşıyoruz ama öyle böyle bir iniş değil fren tutturana aşkolsun , inişe geçmeden bir foto
Şu pozda inişin orta yerinden in in bitmiyor.
Fotoğrafta uzaktan görünen vadiye iniyor ve gürül gürül akan derenin eşliğinde pedal çevirerek taşköprü alabalık tesisine ulaşıyoruz, mutlu son :)
Herkes o kadar açıkmış li 2 şer tane alabalık söylüyoruz
tadını zaten burada kelimeler ile nasıl ifade edeyim bilemiyorum , gidin yiyin , ancak böle anlatabilirim.
yemek sonrası çaylarımızı içip toplu bir fotoğraf çektiriyoruz.
ve dönüş yoluna geçiyoruz.Yollardan bir kaç poz.
Fotoğraflardan ne kadar anlaşılıyor bilemiyorum ama yolculuğun tamamında ya indik ya tırmandık yani aksiyon dolu bir tur oldu.
Taşköprü den bir kaç poz.
Dönüş yoluna geçip Kadirliye ulaştığımızda Akşam ezanı okunuyordu , Eeee kadirliye gelipde sucuk ekmek yemeden dönmek olmazdı , hızlıca bir sucuk ekmek yuvarlayıp dönüş yolunda taşıtımız ile tekrar Osmaniyeye dönmek zorunda kalıyoruz çünkü gece sürüş yapmanın güvenli olmayacağına karar veriyoruz.Dönerken son bir poz daha :))
Cendermeler, Cendermelar pusun :)))
Yol notları : 1-Çok fotoğraf çekmemişim ki bu paslandığımın , bu işten ne kadar uzaklaştığımın delillerinden bir tanesi , 2-Rota gerçekten çok zorlayıcı , tırmanışları çok sağlam ki inişleride öylesine zorlu yani bir miktar kondüsyon gerektiriyor.
3-80 km lik bir parkur,4-Taşıt trafiğinden uzak ,doğanın içerisinde sürüş keyfi veren bir yol.
5-Her yer köpek dolu ,Hayvan besleyen herkesin kapısında birer ikişer köpek var ve bazıları gerçekten tam bir azman.Ekip ile sürüş yapmasam , tek başıma gideceğim bir rota değil :))
Sonuç : Keyifli ,yorucu ama arkadaşlarla pedalladığımız çok ama çok eğlenceli bir gün oldu.Etkinliğe katılan tüm arkadaşlara ayrı ayrı teşekkür ederim.Başka bir yazıda görüşmek umuduyla. Hoşcakalın.

20 Ağustos 2017 Pazar

Warm showers guests ''Now We Cycle''

Herkese merhaba.Yazmayalı baya zaman oldu.Dün bisiklet ile eve dönüyordum ki telefonum çaldı ve telefondaki ses bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.Söylediklerinin bir çoğunu anlamadım fakat warm showers u duyunca bir yıl önce kayıt olduğum bisikletli gezginleri misafir etme sitesinden bana ulaştıklarını anladım ve nerede olduklarını sordum ,Osmaniye BP(aysanlar) petrolde olduklarını söylediler , yolda olduğumu ve az sonra yanlarında olcağımı söyledim.Petrole geldiğimde tur bisikletlerine sahip karı koca bir çift ile karşılaştım.Soru sormadan direk evime davet ettim zaten beni aradıklarında neredeyse akşam olmak üzereydi.İsimleri Dovy ve Milda . Dovy nin bisikletinin üzerinde 60 kilodan fazla yük vardı önce bisiklet üzerindeki çantaları sonra bisikletleri yukarı çıkarıp balkona yerleştirdik.İlk önce duşa girmek istediklerini söylediler , uzun süre bisiklet süren birisinin gerçekten de ilk istediği sıcak güzel bir duş oluyor ki bisiklet severleri buluşturan sitenin adı da warm showers yani sıcak duşlar.Duş sonrası hemen yemeğe geçtik ve fotoğref çektirdik.Yemekde içli köfte ve güveç vardı , iki yemeğide yolda tattıklarını ,bildiklerini ve çok sevdiklerini söylediler.
Daha yoldayken başlayan sohbetimiz yemekde devam etti.İngilizcem tarzanca olmasına rağmen ne söylediklerini anlıyor fakar kendimi ifade ederken zorlanıyor dum ki imdada google translate yetişti ve hiç zorlanmadan sohbet etmeye devam ettik.
Ceren Dovy yi görür görmez aaaa Piedipie d ne kadar benziyor dedi (youtube en çok abonesi olan kişi ) kendisine bunu söylediğimizde o kişiyi tanımadığını söyledi fakat ceren bir fotosunu açtı ve gerçekten çok benzediğini fark etti.
Türk çayını çok sevmişler ve sohbetimiz esnasında bol bol çay ikram ettik.Tur bisikletciliği , hayatları ve bir çok konuda sohbetimiz gece yarısına kadar sürdü.Kısaca bahsedecek olursam ; Yaklaşık 4 ay önce Litvanyadn yola çıkmışlar ve Belgium
Netherlands
Germany
Poland
Ukraine
Romania
Bulgaria yı çekip türkiyeye girmişler.Türkiyede istanbul ,yalova,izmit,nevşehir,aksaray,mersin gibi illeri geçmişler (bunlr sohbetimizden aklımda kalanlar) bize geldiklerinde 4000 km yi geçtiklerini söylediler ve daha gitmek istedikleri ülkeler ise : Iran
Turkmenistan
Uzbekistan
Tajikistan
Kyrgyzstan
China
Pakistan
India
Nepal
Burma
Thailand
Malaysia
Indonesia yaklaşık olarak 1.5 yıl daha sürecek olan gezilerinde çoğu zaman ws sitesini ve bir başka konaklama sitesini kullandıklarını eğer hiç kimseden yardım alamazlar ise yanlarında taşıdıkları çadırlarını kullandıklarını söylediler.Sohbetimiz esnasında benim ufaklık elif mildanın saçları ile oynadı ve onu çok sevdi.
balkonda bisikletleri ve çantaları ise şöyle.
Sabah kahvaltı öncesi Dovy e bir namaz takkesi hediye ettim.Hediyemi çok beğenen dovy hemen denedi.
Akşam sohbet ederken tripot yardımı ile toplu bir fotoğraf çektirdik.Yanlarında tripot,aksiyon kamerası,garmin gps gibi bir çok ekipman taşıyolar.
Kahvaltıda peynirler çok hoşlarına gitti ve özellikle eşimin evde yaptığı süt peynirini çok sevdiler çünkü litvanyada yedikleri ev yapımı bir peynire çok benziyormuş.Kahvaltıdan bir kaç kare.
Hikayelerinin tamamını öğrenmek isteyenler için web siteleri :http://www.nowwecycle.com/ aynı zamanda facebook ve ınstegram adresleride now we cycle adında.Eğer sizde evinizde bisikleti ile tur yapan birini misafir etmek isterseniz warm showers adresine üye olabilirsiniz.Yazımı bu güzel çiftin motto su ile bitireyim : Live to Discover ,Discover to Live .Bir başka yazıda görüşmek üzere.

24 Nisan 2017 Pazartesi

Osmaniye-Kahraman Maraş Turu

Doabis ile Kahraman maraş'a gidecek dönüştede Ali arkadaşımızın Münübüsü ile geri dönecektik çünkü Maraş 100 km uzaklıkta ve gidiş dönüş bizi aşan bir mesafedeydi.Sabah 7 de Cumhuriyet meydanında toplanıp yola koyulduk ve Reşit arkadaşımız Şanlı bayrağımızı açarak turu başlattı.
Önümüzde ilk aşmamız gereken zorlu parkur bahçe tırmanışıydı ki bu 6 km süren kesintisiz bir tırmanıştır.Osmaniyeden çıktığımız gibi soluksuz bu tırmanışı bitirip sabah kahvaltısını yapacağımız 'Ormancı Çeşmesi ve Mescidi' ne ulaştık.Biraz yorulmuşmuyum ne :D
Doabis başkanı Savaş bey Geleneksel yemeğimiz olan menemen çalışmalarına hemen başladı.
6 km lik tırmanıştan sonra yenen menemenin tadını tarif etmem imkansız.
menemenizi yiyip çayımızı içip enerji depoladıktan sonra yolumuza devam ettik.Devam ettik etmesine de Hava kapalı ,ara ara yağmur yağıyor ve çok şiddetli bir rüzgar esiyordu.İşin iyi tarafı ise rüzgar arkadan esiyordu :D Tüm tur boyunca rüzgar arkamızdaydı ki eğer önümüzden o şiddette esen bir rüzgar olsaydı büyük ihtimal tur başladan biterdi.
Bahçeyi geçip önümüzdeki ikinci zorlu tırmanış olan Aslanlı beli tırmanışı öncesi son bi doping Bahçe ilçesinin meşhur suyu olan 'Ayran Suyu'ndan içip yolumuza devam ettik.
Aslanlıbeli tırmanışıda 6 km uzunluğunda fakat bahçe tırmanışı kadar dik değil.Bu tırmanışıda hiç durmadan tamamlayıp zirveye ulaşıyoruz ki bu noktadan sonra aşağı doğru kendimizi saldığımızda GazianTep in Nurdağı ilçesine ulaşıyoruz.Zirveden fotoğraflar.
Buranın önemli özelliklerinden bir tanesi Rüzgar Tribünleri ile elektrik elde edilmesi.Bu devasa kanatlar sürekli dönüyor çünkü bu bölgede sürekli rüzgar esiyor.
Buradan aşağı inerken Türkiyenin en büyük viyadüklerinden biri olan Atatürk viyadüğünün altından geçiyoruz.
sadece benim fotoğrafım var çünkü arkadaşlar adeta uçarcasına buradan iniyorlar. :)
Nurdağı ilçesinin içinden geçip maraşa doğru pedallamaya devam ediyoruz.Bahar her yer yeşil.
Nurdağını geçip maraşa doğru pedallarken 40 km kaldığına dair tabeyalı fotoğraflıyordum ki grubumuzun genç ,dinamik ve dikkat çeken üyesi kadir kareye giriyor.
Biraz daha ilerleyince yolun sol tarafında börek yiyip çay içilecek küçük 2 tesis var burada durup öğle namazını kılıyoruz birer çay içip yolumuza devam ediyoruz.Bir şey yemiyoruz çünkü kendimizi meşhur Maraş paçasına saklıyoruz.
Maraşa yaklaşırken gençler önden basıp gidiyor .Ben ve savaş arkada doğanın tadını çıkara çıkara geliyorduk ki yol kenarındaki Dikenleri fark ediyorum ,çocukken keçi ,inek otlatırken bunları soyup yerdik.Bu dikenlerin yöresel ismi'Gangal' .Bu etrafı dikenlerle çevrili bitkiyi bıcakla soyulup içerisindeki yeşil kısmı yeniliyor.ben hızlıca 2 tane soyup miğdeye indiriyorum.
Maraş uzaktan görünüyor.
Ve mutlu son , Tabela koleksiyonuma bir yenisini daha ekliyorum.
Şehrin girişinde Madalya anıtında fotoğraf çekdiriyoruz.
Şehre girince bisikletlerimizi aracımızın arkasına yüklüyor ve gezmeye başlıyoruz.İlk uğradığımız yer tabiki paçacı.Maraşın en meşhur Paçacısı olan 'Küçük Ev' e giidiyoruz.İsmi gibi gerçekten küçücük bir yer ama tıklım tıklım dolu.Günün 24 saati açık olduğunu ve sürekli kalabalık olduğunu öğreniyorum.
Yemekten sonra gezmeye başlıyoruz , kapalı çarşıyı geziyoruz, kapalı çarşının içerisinde kuyumcular , baharatcılar ve bakırcılar var.
Maraşa gelipde Tarhana almamak olmazdı.Ben kuru tarhana alıyorum , diğer arkadaşlar ise tarhananın ıslağı olan 'Firik' denilen yaş halini alıyorlar.
Maraş denilince ilk akla gelen şey tabiki dondurmadır.Dondurma yemeden olmazdı, yol üzerinde dondurmamızı yiyor ve eve götürmek üzere birer kilo şoklu dondurmamızı alıp yola koyuluyoruz.
Yol notları : -maraşa giderken toplam 5 bucuk saat pedal çevirdik , sabah 7 de yola çıktık ve öğleden sonra 3 de ulaştık.
-hava bazen yağdı , bazen güneş açtı ve sürekli arkamızdan esen bir rüzgar vardı.
-maraşın girişinde güzel mesire yerleri olduğunu gördüm daha sonra geldiğimde daha ayrıntılı gezilmeyi hak eden bir şehir.
-Güzel , eğlenceli bir tur oldu emeği geçen herkese ve Doabis ailesine ve Özellikle turumuza araç desteği sağlayan Ali fikirli arkadaşıma teşekkür ederim.Başka bir gezide görüşmek umuduyle hoşcakalın .